Normal bir araba nasıl görünür? Önde kaporta, arkada genellikle bagaj vardır. Bundan tamamen alakasız bir arabayı daha önce gördünüz mü? Muhtemelen hayır.
Siz görmemiş olsanız bile Renault, “Project 900” kapsamında, kuralları yerle bir eden bir araba üretmişti!
Renault, konsept bir otomobil çıkarmıştı.
Renault’nun 1959 senesinde ortaya çıkardığı cesur tasarımına arkadan bakıldığında herhangi bir normal arabaya benziyordu. Renault, tasarımı üretime sokma gibi bir amaçlarının olmadığını en başından belirtmişti.
Sadece denemek ve ilgileri üstlerine toplamak istemişlerdi. Project 900, gerçekten de kalıpları yıkan bir otomobil olmuştu ve arabaların şekline dair bakış açısını değiştirmişti.
Tam olarak nasıldı bu ilginç arabanın tasarımı?
Renault’nun Fernand Picard tarafından tasarlanan bu konsepti seçmesindeki sebep, iç alanı daha yüksek bir seviyeye taşımaktı. Nitekim başarılı olmuştu da. Önde ve arkada 3’er tane olmak üzere toplamda 6 kişilik oturma yeri vardı.
Kaydırılabilir direksiyonu sayesinde sürücü, arabaya çok daha kolay bir şekilde binebiliyordu. Ancak arabanın V8 motoru arkada yer alıyordu ve 1.7 litre hacimli ilk tasarımda bagajın olduğu yerde motor bulunduğundan bagaj için yer yoktu.
Daha sonra başka modeller de üretildi.
Bagajın olmaması, tahmin edersiniz ki bir araba için büyük bir sorundu. Bunun önüne geçmek için bir sonraki tasarımda motorun arka aksı hafifçe öne itildi. Böylece iç kısım daraltılmadan bagaj alanı da açıldı.
Üçüncü versiyon, çok daha çılgıncaydı. Araba hem tersti hem de bir Dodge A100 minibüsüne benziyordu! Bagaj ise çok daha genişlemişti.
Renault’nun en başından beri bu araçları üretime geçirmeyeceğini söylemediğini varsaysak bile zaten testlerden geçememişti. Ön koltuklar doğrudan aks üzerinde bulunduğundan güvenlik problemleri vardı. Yine de Renault, bu konseptin fikir tozlarını “Estafette” otomobilinde kullandı.
Otomobil meraklılarını daha fazla içerik için buraya alalım: